Kurumuş Coğrafyalar, Kuruyan Hayatlar: Gold Fame Citrus’ta Çevresel Yıkım – Feyza Kılıç
Gold Fame Citrus ya da Türkçe ’ye çevrilmiş hali ile Altın Şöhret Narenciye, Claire Vaye Watkins tarafından yazılmış bir distopik kurgu romanıdır. Romanda, iklim değişikliği, hayatta kalma, zor koşulları benimseme ve kimlik arayışı gibi konulara değinilmektedir. 2015’te yayınlanan bu roman, eleştirmenler tarafından olumlu yanıt almış ve “iklim kurgusu” alanında okunması gereken en iyi romanlar listesine girmiştir. Kısaca romanın olay örgüsü şunu takip eder: Post- apokaliptik bir dünyada California kuraklıkla mücadele etmektedir ve romanın ana karakterleri Ray ve Luz, Hollywood tepelerinde terk edilmiş bir malikânede birlikte yaşamaktadır, bir zamanlar güneşli ve cazibeli olan bu bölgeden geriye kalan yıkıntıda birlikte hayatta kalmaya çalışırlar. Luz geçmişte ünlü ve zengin bir modelken Ray ise eski bir askerdir, Ray’in bu özelliği çiftin hayatta kalma mücadelesinde kolaylık sağlar. Bir gün ikili, şölen ateşi sırasında Ig adlı 2 yaşındaki bir kız çocuğuna rastlar, Luz çocukla derin bir bağ kurar ve çocuğun uyuşturucu bağımlısı kötü niyetli bir grup gencin eline düştüğünü anlayınca Ray ve Luz onu kaçırmaya karar verirler. Artık yanlarında Ig de olduğu için çift, California’da kalmak istemezler ve bazı arkadaşlarından Ig’in velayetini üstlerine aldıklarına dair sahte belge hazırlamalarını isterler. Arkadaşları onları çölün ortasında bir yerleşim yerine yönlendirir, yolculuk sırasında arabalarının gazı biter ve çölün ortasında mahsur kalırlar, Ray yardım çağırabilmek için ayrılır ve geri dönmez; Luz, küçük çocukla birlikte çölün ortasında yalnız kalır. Birkaç gün sonra Dallas adında bir kadın Luz ve Ig’i kurtarır ve onlara içmeleri için su verir, Levi adında karizmatik ve gizemli bir lider, Laz’a Ray’i çölde bulduklarını ama onun öldüğünü söyler. Levi Amargosa kumul denizi denilen, devasa ve sürekli büyüyen bu çölde tarikat benzeri bir topluluğun lideridir ve bu topluluk çölü yeni bir başlangıç olarak görür ve doğayla uyum içinde yaşadıklarını söyler. Luz bu toplulukta kendini yeniden inşa eder, Levi ile yakınlaşır ve Dallas’tan Ig’e nasıl bakması gerektiğini öğrenir. Bir gün kampta Luz öldüğünü sandığı Ray’i görür; Levi, Luz’un geçmişteki ününü kullanarak, Luz ve Ig ’den topluluklarını kurtarmasını ister ancak, Luz bütün her şeyin kandırmaca olduğunu ve Levi’nin büyüsünün etkisi altında olduğunu anlar ve Ray’in geri gelmesiyle birlikte bu teklifi reddeder. Kitabın sonunda anlaşılır ki Levi Laz’u halüsinasyon görmesini sağlayan bir bitkiye bağımlı etmiştir ve Ray’in öldüğü hakkında yalan söylemiştir, aslında Ray, topluluktan su çalmaya çalışırken yakalanmış ve hapse atılmıştır, sonunda, Luz ve Ig bu topluluğa kurban gitmeden Ray onları kurtarabilir.
Kitapta belki de en ilginç çekici konu iklim değişikliği, çevresel çöküş ve bunun insanlar üzerindeki etkisidir. Watkins bu konuyu örneklendirmek için ilginç bir kurgusal dünya yaratır, burası, kuraklık ve su kıtlığının insanların yaşamlarını son derece zorlaştırdığı ve onları yozlaşmaya ittiği bir dünyadır. Kitapta da örneklendirildiği gabi, işlevsiz ve umursamaz bir devlet ve toplum, doğanın kötüye gidişatını ihmal ederler ve durum artık çıkılamaz bir hal alır, California ve diğer güneybatı eyaletlerinde yaşanılmaz bir hale gelmiş, yağmur yağmadığı için bölgenin neredeyse tüm su kaynakları kurumuştur ve aşırı sıcaklar insan yaşamını ciddi anlamda kısıtlamıştır. Kitabın bir kısmında Waktins, iklim değişikliğinden dolayı mutasyona uğramış ve yaşadıkları coğrafi koşullara uyum sağlamış yeni hayvan türleri tanıtır: Bu canlılar Amargosa dune sea yani Amargosa kumul denizine özgü canlılardır. Örneğin; cüce baykuşlar, et yiyen bitkiler, kulakları kendi vücudundan kat kat uzun ve büyük olan tavşanlar ve jöle akrepler gibi… Kitabın başka bir kısmında ise olumsuz yaşam koşulları yüzünden el ya da ayak parmakları fazla olan veya hiç olmayan bebeklerin doğduğundan bile bahsedilmektedir. Bu ilginç kurgusuyla romanda, Justine Jordan’un da makalesinde bahsettiği gibi, olaylar ve yerler karakterlerden daha ön planda gibi duruyor,“ Roman kesinlikle derinlere iniyor, belki de sonuçta karakter portrelerinde değil, ezici doğal güce dair vizyonunda: kitabı ışıkla doyuran güneşin kör edici sıcaklığı; sonsuz çölün kayası ve tozu. Ve hepsinden önemlisi, dünyanın üzerinde yükselen, sürekli büyüyen, sürekli hareket eden, haritası çıkarılamaz, bilinemez, yoluna çıkan her şeyi gömen kumul denizini olağanüstü yaratımıyla” (Jordan).
Romanda Watkins’in karakterleri, insani duyguları ve karakter gelişimlerinden çok sadece ve sadece içinde bulundukları distopik evrende hizmet ettikleri bir amaçla ön plana çıkıyorlar: Örneğin, romanın başlarında Ray karakteri sadece Luz’u korumak ve içecek su bulmakla görevlendirilmiş maskülen bir figür gibi, synı şekilde Luz karakteri de sadece korunmak ve hayatta kalmaya çalışan ve Ig in hayatta kalmasını sağlamayı hedefleyen bir figür gibi. Aslında çoğu apokaliptik romanlarda bu tarz karakterlerle karşılaşırız; örneğin Cormac McCarthy’nin The Road romanındaki koruyucu baba karakteri ve sürekli korunmaya ihtiyaç duyan oğul karakteri gibi. Ancak benzer hayatta kalma romanlara kıyasla, Gold fame Cirrus’ta özellikle de ilk kitapta, okuyucu, karakterler arasındaki duygusal bağı asla hissedemiyor. Romanın başlarında Luz ve Ray arasındaki ilişki, içinde bulundukları distopik dünyanın koşullarına göre şekillenmiş ve biraz sevgi ve çoğunlukla hayatta kalma içgüdüleriyle ilişkili. Özellikle de Ig’i kaçırdıktan sonra Luz için bir anda tek önemli şey Ig olmaya başlıyor, uzun zamandır birlikte olduğu Ray’den bu denli hızlı kopması da okuyucunun Luz ile derin bir bağ kurmamasına sebep oluyor. Öte yandan, romanı çoğunlukla Luz’un açısından okuduğumuz için Ray hakkında edindiğimiz bilgi oldukça kısıtlı ve Ray; düşünceleri, duyguları ve Luz’a olan duygusal bağıyla değil, sadece Luz için yaptığı şeylerle ön plana çıkıyor. Karakterlerin kitabın başlarında bu denli yüzeysel ve duygusuz görünmelerinin bir diğer sebebi ise Watkins’in yazma stili: Özellikle romanın başlarında Watkins, karışık betimlemelerle dolu ve ağır terminoloji içeren uzun cümleler kullanıyor ve çoğunlukla karakterlerin ne hissettiklerini değil ne yaptıklarını tasvir ediyor, bu nedenle de karakterlerin duygusal derinliğine 2. Kitabın başına kadar nerdeyse hiç inilmiyor. Watkins’in ilk başta yarattığı bu distopik evreni düzgün ve akıcı bir şekilde tanımlayamaması da romanın ve karakterlerin anlaşılmasını zorlaştırıyor: “Romanın ilk bölümünde şaşırtıcı bir dünya inşası eksikliği var ve ilk başta kendimi neler olup bittiğini anlamakta zorlanırken buldum. Watkins, hiçbir zaman gerçekten açıklama yapmadan terminolojiyi (Mojave, Amargosa, Raindance) ortalıkta dolaştırıyor ve ilk başta, beni romanın dünyasına oturtacak hiçbir şey olmadan kelimeler ve durumlarla bombardımana tutulduğumu hissettim. Ayrıca başlangıçta buna da yardımcı olmuyor. Kitapta, Ray ve Luz da sinir bozucu derecede yumuşak karakterler, hayattaki tek amaçları sırasıyla ihtiyaç duyulmak ve muhtaç olmak” (Carruth). Bu alıntıda da bahsedildiği gibi, kitapta kullanılan terminolojiler çoğunlukla ne oldukları açıklanmadan ve art arda veriliyor, bu tür tasvirler, okuyucuyu yeni bir kurgusal evrene hazırlamaktan çok, hikayenin akışkanlığı bozup, odaklanmayı zorlaştırıyor.
Ancak bu bahsedilen karmaşık, edebi anlatı 2. kitaptan sonra okunması daha kolay ve çoğunlukla diyaloglardan oluşan bir anlatıya dönüşüyor ve karakterlerin duygusal derinlikleri daha iyi anlaşılmaya başlıyor. Örneğin, başlarda başkalarının düşünceleri ve çıkarları tarafından şekillenen ve pasif bir karakter olan Luz’un özellikle Ig’i kaçırması, onun karakterinde bir dönüş noktası olarak görülebilir. Bu olay aslında Luz’un bir arayış ve ekolojik kargaşa içinde hayatı anlamlandırma ve aktif bir karaktere dönüşmek istemesine dair ilk adımı olarak görülebilir. Özellikle de 3. Kitapta, okuyucu Luz karakteriyle belirli bir duygusal bağ kurmaya ve onu anlamaya başlıyor, Luz karakterinin kişisel kimlik arayışı, kitabın bu kısımlarında daha net görülüyor, Luz’un başkalarına çok muhtaç olmaktan bıktığı ve işe yarar bir şeyler yapmak istediği 3.kitapta Levi ile olan konuşmalarından da anlaşılıyor. Ayrıca Luz’un Dallas’tan Ig’e nasıl daha iyi bakması gerektiğiyle ilgili yardım istemesi de Luz’un kişisel karakterini geliştirmek istediğine ve değişmek istediğine dair bir başka örnek. 3. kitap ise insanların hayatta kalmak için yapacağı bencilce şeylerin sınırsız olduğu ve hayatta kalma çabasının insanları nasıl yozlaştırabileceğine dair güzel bir örnek: Amargosa hikayeleri ve insanları manipüle etme özelliğiyle Levi, hem sinsi hem de büyüleyici ve insanları etrafında toplamayı başaran ilginç bir karakter. Levi, takipçileri üzerinde psikolojik kontrol uyguluyor ve sözde bilimsel teoriler üretiyor ve kendisini gerçeğin tek yorumcusu olarak konumlandırıyor. Bir nevi Watkins bu tür Mesih gibi liderliği eleştiriyor ve bu tür yozlaşmış bir liderliğin korku, kıtlık ve belirsizlik ortamlarında nasıl gelişebileceğini gösteriyor.
Sonuç olarak, Claire Vaye Watkins’in Gold Fame Citrus romanı, hem yarattığı distopik evren, hem de iklim değişikliğinin insanlar ve doğa üzerindeki olası olumsuz sonuçları ele elmasıyla okuyucularına ilginç bir deneyim sunuyor. Yakın gelecekte geçen roman, hayatta kalmanın yanı sıra, ekolojik anlamda çökmüş bir çevrede kişisel kimlik ve hayatta anlam arayışı gibi insani konulara da yer veriyor. Başta, karmaşık tasvirler ve ağır terminoloji kullanımından dolayı anlaşılması zor olsa da kitabın ilerleyen kısımlarındaki ilginç olay örgüsü, yer, zaman ve ve Levi karakteri, Amagorasa kumul denizindeki topluluğu gibi ilginç öğeler okuyucuyu hikayede tutmayı başarıyor. Okuyucu başlarda Luz ve Ray karakterleriyle derin bir duygusal bağ kuramasa bile ilerleyen kısımlarda özellikle Luz karakterinin karakter gelişimiyle, onu daha iyi anlamaya ve, onun içinde bulunduğu kargaşada hayatı anlamlandırma yolculuğuna tanıklık ediyor. Böylece Watkins, Gold fame Citrus aracılığıyla, hem ekolojik bir yıkımda insan olmanın zorluklarını hem de bazı kötü niyetli insanların ne kadar ileri gidebileceğini gösteriyor.
Kaynakça
Carruth, Amanda “Not Everyone Can Be a Hero: Gold Fame Citrus as the Everywoman’s Guide ThroughTheSlowApocalypse.Writingforchangejournal, writingforchangejournal.org/noteveryone-can-be-a-hero/
Jordan,Justine “ Gold Flame Citrusby Claire Vaye Watkins review – a wild trip in the American west.” The Guardian, 10 Feb. 2016 www.theguardian.com/books/2016/feb/10/gold-famecitrus-by-claire-vaye-watkins-review
Kerouac, Jack. On The Road. Viking Press, 1957.
Watkins, Claire Vaye. Gold Fame Citrus, Riverhead Books, 2015.