10.04 – Berfin Gücenmez
Ben Lerner, Kansas, Topeka’da 1979 yılında doğup büyüyen bir yazar ve şairdir. Lichtenberg Figürleri isimli serisi 2004’te yılın en iyi 12 şiir kitabından biri olarak seçildi. İlk kitabı Atocha’dan Ayrılış’ı 2011 yılında yayınladı ve 2014’te, New York Times tarafından 21. Yüzyılın en iyi kitaplarından biri seçilen 10.04’ü yayınladı. Başlığı anlatıcının çocukluk filmi olan Geleceğe Dönüş’ten alır. Filmde bu saat Marty McFly’ın geçmişi başarıyla değiştirip kendi geleceğine geri döndüğü zamanı gösterir. Romanda da sık sık görülen zaman sıçramalarıyla bu başlık ve filmin ilişkisi daha anlamlı bir hal alır. 10.04, Ben Lerner tarafından yazılan otobiyografik ögeler içeren, gerçeklik ve kurmacanın bir araya geldiği, iklim krizine alışılagelmedik bir şekilde değinen bir romandır.
Romanda, isimsiz anlatıcı -New York’ta yaşayan bir yazar- ikinci romanı yazması için büyük miktarda bir avans alır. Ancak karakter kulağındaki bir rahatsızlıktan dolayı kısa bir süre sonra doktora gittiğinde kalp rahatsızlığına sebebiyet verebilen aort damarının genişlemesi sonucu ortaya çıkan Marfan sendromunu taşıyabileceğini öğrenir. Bu teşhisle birlikte roman boyunca karakteri tedirginlik ve ölüm korkusu sarar. Anlatıcı tam da psikolojik ve fiziksel kırılmanın ortasındayken çocuk sahibi olmak isteyen en yakın arkadaşı Alex’ten, sperm donörü olması için teklif alır. Sağlık sorunları ve ölüm korkusu ile bu kararı düşünürken anlatıcı roman boyunca geçmiş ve geleceğe dair bir çeşit sorgulamaların ortasında bulur kendisini. Şehre Sandy Kasırgası adı verilen gelecek felaketi hissi yaratan bir fırtına yaklaşır. Doğa felaketlerinin ve kendi fiziksel ve psikolojik çöküşlerinin arasında anlatıcı gerçeküstü hisler ve zaman algısında kaymalar yaşar. Anlatıcı, sürekli olarak geçmiş anılarına döner, geleceğe dair olasılıklar düşünür ve roman bu döngü arasında ilerleyip durur. Kitabın çoğunluğu anlatıcının ikinci romanı yazma sürecini gösterir ancak ikinci roman bizim okuduğumuz 10.04 romanının ta kendisidir. Kitabın sonunda anlatıcı Alex’in teklifini kabul eder bu da onun gelecekle olan bağının her şeye rağmen kopmadığını gösterir. Kitap boyunca içsel ve fiziksel hayatını derinden etkileyen ölüm korkusu kitabın sonuna doğru artık merkez olmaktan çıkar. Karakter en sonunda tüm bu tedirginliklere rağmen yazma sürecine devam eder. Bireysel düşünce ve bunalımlar romanın sonuna doğru yerini toplumsal endişelere ve sorumluluk hissine bırakır. İklim değişikliğinin de beraberinde getirdiği bu toplumsal bilinç ve kaygılar anlatıcıdan, Roberto adındaki küçük çocuğa kadar farklı karakterlerde görülür.
Lerner, bu romanda iklim değişikliğini doğrudan anlatmaz ancak romanın arka planına bu detaylar profesyonelce yerleştirilmiştir. Kasırga gibi iklim felaketlerinin romanda karakterler üzerindeki etkisi, bıraktığı tedirginlik ve kaygılar iklim değişikliğinin sonuçlarının gerçekçi bir yansımasıdır. Hem gerçekçi ve kurgusal anlatımın birleşimi hem de sıkça karşılaştığımız zaman algısındaki kaymalar romanı ilginç ve sürükleyici bir hale getirmiştir. Örneğin kitabın bir bölümünde anlatıcı şöyle der:
“İkinci kata çıkıp yağlı kâğıttan kurtulduğumda kendimi Randolph İlkokulu’nda ve yedi yaşında bulduğumu, şimdi duvar panolarında abartılı el yazılarıyla Christa McAuliffe’e yazılmış, sadece birkaç ay sonra başlayacak Challenger görevinde ona şans dileyen mektuplar olduğunu söylesem neden söz ettiğimi anlar mısınız?” (Ben 18)
Burada anlatıcı, ani bir zihinsel sıçramayla fiziksel olarak yetişkin olmasına rağmen çocukluğuna, yedi yaşına döner. İklim değişikliğinin sonuçlarından olan kaygı ve endişeler bu tip zihinsel ve zamansal sıçramalarla değişik bir şekilde anlatılmıştır. Romanda ortaya çıkan iklim felaketleri sadece doğal tahribatı değil, anlatıcının psikolojik çalkantılarını da temsil eder. Bu da iklim değişikliğinin yalnızca çevresel bir problem olmadığını gösterir. Anlatıcının toplumla bağ kurma isteği bazı bölümlerde ortaya çıkar. Mesela kasırga sonrası anlatıcı ve Alex bir markete gidip bağışlamak için yiyecek satın alır. Anlatıcının da belirttiği üzere “durumun aciliyetini hissedemiyor” olmalarına rağmen sorumluluk bilinciyle hareket ederler. Burada yazar bir bakıma iklim değişikliğinin toplumsal sorumluluk üzerine olan etkisini vurgular. Yazar, bu farkındalığı artırmanın ve iklim değişikliği ve felaketleri konusunda bireysel yerine toplu hareket etme ve dayanışmanın önemini başarılı bir şekilde dolaylı yoldan anlatır. Yazarın doğrudan anlatım yerine dolaylı bir anlatım tarzı seçmesi karmaşık ve belirsiz gibi görünse de aslında gayet anlaşılır bir durumdadır. Okuru sorgulamaya, yorumlamaya ve düşünmeye iten bu anlatım romanı basit bir hikaye olmaktan çıkarır.
10.04’te öne çıkan birçok tema vardır. Bunlardan en önemlilerinden birisi de doğrusal yerine kırılgan bir şekilde hareket eden zamandır. Roman boyunca sürekli bir geçmişe dönüş ve zaman algısında kırılmalar mevcut. Örneğin anlatıcı bir bölümde fotoğrafa bakarken fotoğraftakilerin aynı olduğunu ancak titrediğinden bahsediyor. Bu bölümde fotoğraf sabit olmasına rağmen anlatıcıdaki zaman algısı kayması sebebiyle geçmiş, bugün ve gelecek birbirine giriyor. Bir diğer önemli tema ise anlatıcının zihniyle sürekli olarak şekillenen gerçekliktir. Örneğin anlatıcı bir bölümde şöyle söyler: “O anları mümkün kılan şey asla gelmemiş bir gelecek olduğundan, şimdide gerçekleşmiş, şimdi olarak gerçekleşmiş bu gelecekte hatırlanamazlardı, fotoğraftan uçup gitmişlerdi.” (Ben 26).” Bu alıntıda anlatıcı gerçekliği de aynı zaman gibi sabit olmayan, tam aksine kırılgan olan bir unsur olarak ele alır. Geleceği olmayan bir şeyin geçmişinin de bir anlamı yoktur. Bu bölümü iklim değişikliğiyle de ilişkilendirebiliriz. Eğer geçmişteki düzenli mevsimler, temiz su ve hava gibi anılar gelecekte yok olacaksa iklim değişikliği gerçeklik algımızı da sarsar, çünkü artık o anılardan eser kalmayacaktır. Bir diğer öne çıkan tema ise korkudur. Romanda anlatıcı aortasındaki genişleme sebebiyle ölüm riskinin olduğu korkusuyla baş etmeye çalışır. Bu korku sadece bireysel olmaktan çıkar, iklim değişikliğinin sonuçları ve kasırgalarla toplumsal bir hal alır. Bu iklimsel değişiklikler ise belirsiz bir geleceğin kaygısına yol açar. Örneğin Roberto adındaki çocuk kabusunda küresel ısınmadan kaynaklanan buz çağını, hapishaneden kaçan Joseph Kony gibi katilleri görür. Bu kâbus, iklim krizinin sadece çevresel yıkıma değil aynı zamanda psikolojik çöküntü ve korkuya sebebiyet verdiğinin kitaptaki en çok öne çıkan bölümlerinden birisidir. İklim değişikliği öyle bir hal almıştır ki çocukların kabuslarına girecek boyuttadır artık.
Romandaki edebi üslup diğer iklim değişikliği romanlarından farklıdır. Yazar, doğrudan bilimsel gerçeklerle bilgi sunmak ya da basit bir kronolojik sırası olan tamamıyla kurmaca bir hikâye yazmaktansa, gerçeğin ve kurmacanın harmanlandığı, kendi hayatından da izler taşıyan bir roman yazıp edebi üsluba yenilik katar. Anlatıcının ismi romanda verilmemiştir ancak birçok açıdan Ben Lerner ile benzemektedir. Örneğin anlatıcı şöyle der:
“Birkaç ay önce temsilcim bana bir e-posta göndermiş, The New Yorker’da yayımlanan hikayem sayesinde “altı haneli, sağlam” bir avans alabileceğime inandığını yazmıştı; tek yapmam gereken hikâyeyi romana dönüştüreceğimi taahhüt etmekti.” (Ben 9)
İkinci romanı yazma gibi detaylar yazarla da benzediğinden anlatıcının hem kurgusal hem de gerçekçi olduğu kanısına varmak yanlış olmayacaktır. Zaman algısındaki kaymalar da romandaki anlatım tarzının en önemli unsurlarından birisidir. Sürekli bir geçmiş, gelecek ve bugün arasında gidip gelmeler yaşandığından alışıldık, sabit bir olay örgüsü yoktur romanın. Eserde gündelik dile ek olarak Whitman gibi bazı şiirsel referanslar da mevcuttur. Bunların yanı sıra birçok sanatsal referanslar da vardır. Bunlara örnek olarak Robert Zemeckis’in Geleceğe Dönüş filmi ve Jules Bastien-Lepage’ın Joan of Arc tablosu verilebilir. Roman aynı zamanda iyi bir üstkurmaca örneğidir. Yani yazar ve okur arasındaki dördüncü duvarı yıkıp gerçek ve kurguyu iç içe getirir. Okur sadece dış bir unsur olmaktan çıkıp, romanla birlikte hareket eder.
Ben Lerner’in 10.04 adlı romanı daha çok edebi altyapısı bulunan okur kitleyi hedefler. Gerçeklik ve kurgu arasında gidip gelirken sık sık şiir, film ve sanat dünyalarından referanslar ve örnekler çıkar karşımıza. Bu da yazarın, okur kitlesinin bu konularda bilgili ve donanımlı olduğunu varsaydığını düşünmemize yol açıyor. Örneğin, yazar Whitman ve Geleceğe Dönüş hakkında referanslar verirken, biz okurların da bu isimleri ve eserleri ilk defa duymadığının farkındadır. Ayrıca romanda karşımıza çıkan karakter ve olaylar biz okurların da günlük yaşamda karşılaştıklarımıza benzer. Yani yazarın sadece edebi yönden donanımlı kimseleri hedeflediğini söylemek de tamamıyla doğru olmaz. Çünkü iklim değişikliği, ölüm korkusu ve sağlık problemleri hemen hemen her bireye hitap eden konulardır. Gelecek kaygısı taşıyan, çevresi hakkında ve iklim değişikliğinin daha ne gibi facialara yol açabileceği konusunda endişelenen her birey de yazarın hedef kitlesi arasında yer alabilir. Yazar bunları yazarken, aynı zamanda okurun sadece bir hikâye okur gibi okumasından ziyade onun da düşünme ve sorgulama sürecine katılmasını bekler. Çeşitli eserlerden verdiği referanslarla, gerçek ve zamansal kaymalarla dolu anlatım tarzıyla okurun da bir şeyleri sorgulamasını ve anlam arayışı içine girmesini hedefler.
Sonuç olarak, 10.04, başarılı yazar Ben Lerner tarafından 2014 yılında yayınlanan, alışılmışın dışında yenilikçi bir tarzla zaman, gerçeklik, gelecek kaygısı, korku ve iklim değişikliği gibi çeşitli temalara ustalıkla değinen bir romandır. Gündelik, kurmaca, gerçeklik ve algıda kaymaların birleşmesiyle derin anlamlar taşıyan önemli bir eserdir. Ana temalarından olan iklim değişikliği romanda fiziksel olarak varla yok arasında gözükse bile arka planda bütün tema ve konuların birleştiği noktadır aslında. Örneğin korku söz konusu olduğunda dünyanın geleceği konusundaki endişeler belirir. Ana karakterin ikinci romanını yazma yolunda karşısına çıkan sağlık problemi ve arka planda yer alan kasırga gibi iklim felaketlerinin bir araya geldiği deneysel bir romandır 10.04. Yazar bu temasal ve biçimsel farklılıklarla okuru aktif bir şekilde romana dahil etmeyi ve kendisinde hali hazırda bulunan bilgi birikimini de sorgulamalarına katmasını amaçlar. Kitabın yapısı ve konusu başarılı bir şekilde harmanlanmış ve birçok zamansal sıçramalar olmasına rağmen hiçbir kargaşaya yol açmamıştır.
KAYNAKÇA
“Ben Lerner.” The Poetry Foundation, www.poetryfoundation.org/poets/ben-lerner. Lerner, Ben. 10.04. Faber & Faber, 2014.
Lerner, Ben. 22.04. Çeviren Hakan Toker, Yapı Kredi Yayınları, 2017.
User, Guest. “Impossible Griefs: Navigating Loss, Climate Change, and Ben Lerner’s 10:04 — Canthius.” Canthius, 7 Feb. 2025, www.canthius.com/feed-3/2021/3/30/impossible-griefs- navigating-loss-climate-change-and-ben-lerners-1004